6897
11:22
11.12.2023

 

 

HARMANCIK TARİHİ

 

    

11-12-2023

 

    Harmancık ve Bursa 

    Harmancık...Derin bir nefes alabilirsiniz çünkü hem Doğu Roma kalıntılarıyla tarihin derinliklerini hem Türkmen Alperenleriyle mistik Osmanlı kokusunu hemde vatanı için toprağı kanıyla sulayan şehitlerimizin analarının ağıtlarıyla yankılanan dumanlı dağların havasını içinize çekeceksiniz.Osmanlı'nın öz evladı olan Yörüklerin diyarı burası.Önce Malazgirt Savaşı ile sonra Moğal istilası  ile akın akın Anadolu'ya göç eden ve bölgeyi Türkleştiren Türkmen boylarının yerleştiği Dağ Yöresi burası.Baharda yeşil,kışın beyaz dağlarıyla Bursa'nın mahzun ilçesi Harmancık burası.

 

    Harmancık'ı Bursa'dan ayrı düşünemeyiz elbette.Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey Bursa'yı kuşatmış ama fethedemeden yaşamını yitirmişti.Bu mistik şehri alıp üç kıtaya hakim olacak Türk'ün adını,İslam'ın sancağını dünyaya yayacak o koca devletin başkenti yapmak Orhan Bey'e nasip olacaktı.Osman Bey,Orhan Bey ve onlardan sonra Devleti Aliyye'nin başına geçen Murat Hüdavendigar,Yıldırım Bayezid,Mehmet Çelebi,2.Murat beraberinde 20 şehzade ile birlikte Bursa topraklarına gömülecekti. İşte bu isimler ve devletin kuruluş aşamasında etkin rol alan dervişler yaptıklarıyla adeta Bursa'yı kutsal topraklar haline getirecekti.

 

   Kutsal topraklar tabirini bilerek kullandık.Yıldırım Bayezid ,namaz kılanan kapalı alan olarak hala Türk Tarihi'nin en büyük camisi olan Ulucami'yi yaptırmıştı.Bu Ulucami ki İsmail Hakkı Bursevi, Molla Gürani, AKŞEMSETTİN, Molla Fenari, Emir Buhari (Emir Sultan), Somuncu Baba, Mehmet Emin Tokadi, Aziz Mahmut Hüdayi'ye göre İslam Dünyası'nda en yüksek mertebeli 5. ibadethane olmuştu.                                                                                   

 

 1.Mescid-i Haram (Mekke)
 2. Mescid-i Nebevi (Medine)
 3. Mescid-i Aksa (Kudüs)
 4. Emeviye Camii (Şam)
 5. Bursa Ulucami

 

Yıldırım ve Ulucami deyince:Cumhuriyet dönemi önemli mütefekkirlerinden Nurettin Topçu hocamız bakın nasıl anlatıyor "Yıldırım'ın Huzurunda" yazısında bu manevi iklimi:

 

"Bursa'nın,yaradılışın ilk günündeki hayalini muhafaza eden ve beni her adımımda o ilk yaradılış gününün anlatılmaz sevinciyle yıkayan havasını incitmekten korka korka Ulucami'nin yanına yürüdüm.Abdest aldım.Yarı aydınlıkta pırıldayan su ile vücudumu,içerimde yaratıcı bir nur gibi dolaşan gözyaşlarımla benliğimi yıkadım.Dünyanın ilk kurulduğu gün ilk insanın ilk abdestini alıyor gibiydim.Ulucami sanki kovulduğum cennetti;şimdi beni affedip alıyordu.O Allah evinin kapısı mıydı?Namaz kılındı.Nur içinde yıkandık,meleklere kavuştuk.Sert bir nida camiyi çınlattı:"Ne istiyorsun?"  Hıçkırıyordum "Yarabbi! Aç kapını diyorum;buraya kadar tırmandım beni reddetme." İlahi nida kulaklarıma doldu:"Git ecdadına sor,Murad'a ve Yıldırım Han'a danış,sen onlarla konuşabilirsin." Kendime geldim.Rabbimden af dileyerek sanki bir melek kanadında,güneşin ilk nurları altında uyuyan Bursa'nın üstünde uçarak Çekirge'ye gelmiştim.Mihrabın önüne oturdum "Hüdevandigar geldi" dediler. "Git,oğlum Yıldırım'ı gör dedi,büyük çileyi o çekti;sana hepsini söylesin." Yeryüzü bana yaklaştı,zangır zangır titriyordum.Yıldırım Han secdeye kapanmış 600 yıldan beri öyle duruyordu."Atam,dedim,ulu Atam!Ben perişan bir neslin derdine yanıyorum.Ecdadın ne kahırlara kurban oldu!Bu topraklarda ruhlar ikiye bölündü:Seni tanıyanlarla tanımayanlar,Allah'ı tanıyanlarla tanımayanlar...Her biri,bir aleme bedel denilecek kadar üstüne titrenen bu gönüller düşman karşısında silahlanacak,intikam alacaklar." Yıldırım başını gazapla yerden kaldırdı "Hayır! dedi .Onlar kan dökmesin,zulmetmesinler!İrşad etsinler,zalimleri zulüm sefaletinden kurtarsınlar.600 yıllık secdemin arkasında toplanan orduya zulmü emredemem.Onlara söyle:Sabır gıdaları olsun,gayret duaları,birlik silahları olsun.Benim ebedi huzurumu istiyorlarsa önce gafilleri,zalimleri kurtarsınlar." Bütün Bursa'dan tekbir sesi yükselmeye başladı.600 yıllık secdeden aldığım emri yarının gazilerine ulaştırmak için sabırsızlanıyordum." 1  İşte Nurettin Topçu böyle anlatıyordu bir sabah namazında Ulucami'de yaşadıklarını.

 

Tarih Öncesi Çağlarda Harmancık

 

 Harmancık ilçesinde, insanlığın en eski zamanları olan Paleolitik Dönem'den (Taş Çağlar'ı) itibaren yerleşim izlerine rastlamak mümkündür. Harmancık'ın 1 km kuzeydoğusunda bulunan Topbaşı Mağarası bölgede tespit edilen en erken tarihli yerleşim yerlerinden birisidir. Bu mağarada ilk insanların kullandıkları taştan yapılmış el aletlerinin parçalarına rastlanmıştır. Harmancık ilçesinde Paleolitik Dönem'e tarihlendirilebilecek yerleşimlerden bir diğeri Çatalsöğüt köyüne bağlı Bayramlar Mahallesi'nin yaklaşık 400 metre kuzeybatısında bulunan Gavur Evleri mevkii Paleolitik yerleşim yeridir. Nalbant köyünde bulunan Asartepe'de ise el yapımı, kahverengi seramik parçalara göre yine Erken Tunç Çağı'ndan itibaren yerleşim mevcuttur. Diğer bir ifadeyle bölgenin tarihi İ.Ö. 2600 yıllarına kadar geri gitmektedir. İlçeye 2 km uzaklıkta bulunan Kepekdere köyü (mahalle olmuştur)yakınlarında değirmen önü mevkiinde sulama kanalı açılması sırasında MÖ 3000 yıllarına ait Gaga ağızlı testi bulunması Harmancık tarihinin en az 5000 yıllık bir tarihe sahip olduğu kanaatini güçlendirmiştir. 2

 

  Harmancık'ın Türk hakimiyetine girmesi

 

   Önce 1071 Malazgirt Zaferi sonrası Selçuklu idaresindeki Türk Boylarının sonra 13.yy.daki Moğol istilasından kaçan Türkmenlerin Anadolu'ya göç etmeleriyle evvel zamanlarda Doğu roma'ya bağlı olan Harmancık'a da Yörük oymak,aşiret ve cemaatleri yerleşmeye başlamıştır. Özellikle 1325 yılında Adranos'un(Orhaneli) Orhan Gazi tarafından fethedilmesiyle Domaniç-Keles-Harmancık-Orhaneli'yi içine alan geniş bir bölge Osmanlı hakimiyetine geçmiş ve yöreye yoğun bir biçimde Türkmen ve Yörük taifeler yerleşmiştir.Bu Yörük taifelerin manevi liderleri,yol göstericileri ise halkın "Dede" diye bildiği Horasan Erenleri olarak tanımlanan dervişlerdir.Bu şahıslar Yörüklere dini vecibeleri öğretmişler ve savaş zamanı gaza için savaşlara katılmışlardır.Bu şahısları "Alp"yani savaşçı ve "Eren" yani derviş olarak niteleyebiliriz.Dağ yöresinde yoğun olarak Kayı,Kınık,Bayındır,Eymür gibi boylar,Karakeçili ve Kızılkeçili gibi aşiretler yerleşmişlerdir.Harmancık ve yöresi genel olarak Kayılardan olan Karakeçili Aşireti oymakları ve Yörük-Türkmen unsurların yerleşim yeri olmuştur.3

 

   Osmanlı'nın ilk dönemlerinde Harmancık'ta köyler genellikle Sipahilere verilen tımar ve çiftlik gibi arazilerin genişlemesiyle kurulmuştur.İlçe merkezine "Çardı" denilirken zamanla nahiye ve kaza statüsüne erişmiştir. Dağ Yöresi'nin Osmanlı dönemindeki konumu da çok önem arzetmektedir.Osmanlı Devleti'nde Dağ Yöresi ile en fazla ilgilenen padişah I.MURAD olmuştur.Bir çok köy bu padişah zamanında vakıf yapılmıştır.Yöre,diğer Osmanlı padişahlarının da ilgisini çekmiştir.Zira Osmanlı saray mutfağı olan MATBAH-I AMİRE'nin tavuk,hindi ve yumurta ihtiyacı ile devletin kereste ve saman ihtiyacı da Dağ Yöresi köylerinden sağlanmıştır.Bununla ilgili olarak kaynaklarda şöyle bir bilgi göze çarpar:Padişah 2.Abdülhamid'in Harmancık'ta Paşabey diye bilinen şahsa;"Ağa sen orduya nekadar yardım yapacaksın?"diye sorduğunda Paşabey denilen şahıs:"Ordunun şu kadar iaşesi bana ait"demiş ve orduya külliyetli miktarda buğday vermiştir.Bunun karşılığında Padişah da ona bir berat ve paşalık ünvanı vermiş ayrıca Harmancık'a paye olarak bir sancak yollamıştır.Tarih Öğretmeni Ömer Faruk Dinçel tarafından yeni caminin deposunda bulunan sancak Harmancık Kaymakamlık binasında koruma altına alınmıştır.4

 

Harmancık ve Peygamber Soyu

 

  Nakibü'l Eşraflık ilk olarak Yıldırım Bayezid zamanında kurulmuş bir kurumdur.Nakibü'l Eşraflar Anadolu'daki tüm seyyidlerin(Peygamber soyundan gelen) isimlerini resmi havi defterlerine yazarlardı.Bu durumun Harmancık'ı ilgilendiren yönü ise:1799 yılında Harmancık-Domaniç ve Adranos kazalarında bulunan Peygamberimizin soyundan gelen kişilerin,merkezden yani Nakibü'l Eşraftan memnun olduklarını bildiren resmi bir kayıt bulunmasıdır.Bu da gösterir ki dağ yöresinde Peygamber(SAV) soyundan gelen sülaleler vardır.Örneğin Osmanlı zamanında Orhaneli/Harmancık'a bağlı olan Kızılçukur köyünde türbesi olan Ebubekir Efendi'nin mezar kitabesinde seyyid olduğu yazılıdır.5

 

Harmancık ve dünyada bir ilk:Krom

 

   Harmancık dünyada ilk krom bulunan yerdir.Dünyada ilk krom Amerikalı jeolog Lawrence Smith tarafından Kozluca ve Doğanlar köyü arasında Kocamaden'de bulunmuştur.Buradan çıkarılan maden Mudanya limanına götürülür ve birçoğu ihraç edilirdi.6

 

Harmancık ve rekortmen okçu Bursalı Şüca

 

Osmanlı Devleti'nin askeri kuvvetinin en önemli unsurlarından biride okçulardır  ki bunlara kemenkeş denirdi. Harmancık'tan namı geniş diyarlara yayılan çok meşhur ve aynı zamanda rekortmen bir kemankeş de çıkmıştır. Bu kişi Bursalı Şüca´dan başkası değildir. Okçuluk ile ilgili biraz araştırma yapıldığında Bursalı Şüca ile Tozkoparan İskender arasındaki tatlı rekabeti görüp hayran kalmamak elde değildir.Osmanlı Tarihinin en iyi okçusu olarak bilinen Tozkoparan İskender "Lodos Menzili"nde sadece Bursalı Şüca'yı geçememiştir.Bu içine dert olmuş ve son nefesinde "Ah Lodos menzili!.." diyerek vefat etmiştir.7

 

Harmancık'ın kınalı kuzuları:Şehitlerimiz

 

   Yıl 1915..Dünyanın en güçlü donanması Çanakkale önlerindedir.İngiltere,Fransa ve Anzaklardan oluşan Müttefik kuvvetler, eğer Çanakkale'yi geçerlerse Rusya'ya yardım ulaştırılacak ve İstanbul ele geçirilebilecekti. Türk ordusu dünyanın en seçkin orduları, dünyanın en büyük savaş gemileri karşısında tam bir kahramanlık örneği sergileyerek iman dolu göğsünü bu düşman kuvvetlerine siper etmiş , bu hayasızca akını durdurmuş ve Çanakkale'yi geçilmez kılmıştır.

 

Çanakkale'de patlayan top mermilerinin çıkardığı sesler Harmancık'ın köylerinde duyulmuş , "Çanakkale yanıyor" diye analar-çocuklar ağlaşmışlardır.

 

Tüm Anadolu'da olduğu gibi Harmancık ve köylerinden de elleri hamur kokan analarımız gözlemeyle bazlamayla bu günler için büyüttüğü biricik vatan evlatarını ellerini de kınalayarak,tıpkı kurbanlık "kınalı kuzular" gibi Çanakkale'ye göndermiştir. Oğlu :- "Ana bana niye kına sürdün ?" dediğinde, Anası da şöyle cevap vermiş :

 

?"Kuzum ! seni bu vatana feda ettim, yeter ki vatan sağ olsun,düşman pis çizmeleriyle yurdumuzu,çoluğumuzu çocuğumuzu kirletmesin..."

 

Askerlik türküleri yakılmış gidenlerin ardından:

 

Askerlere giydirdiler meşinden

 

Uçan kuşlar ayrılmasın anam eşinden

 

Ay askerlik ince büktün belimi

 

Evde kodun top zülüflü gelini

 

İstanbul yolları tozdur dumandır

 

Gidiyon emme geleceğim yalandır.

 

Askerlere giydirdiler abadan

 

Ayırdılar ana ile bubadan

 

Askerelere giydirdiler abayı

 

Doğan çocuk kime desin bubayı...

 

İşte bu niyetle Harmancık'dan vatan savunmasına koşan kınalı kuzuların yaklaşık 100'ü(isimleri tespit edilen)Çanakkale'de şehit olmuştur.8 1914 yılında nüfusun yaklaşık 13 milyon olduğu düşünülürse şehit sayısının ne kadar fazla olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

 

 

 

MİLLİ MÜCADELEDE DAĞ YÖRESİNİN NAMLI EFESİ

 

CANİB EFE

 

  Canip Efe, Milli Mücadele yıllarında Dağ Yöresi´nde Yunanlılarla mücadele eden namlı efelerden biridir.Harmancık'a bağlı 'Harmancık Akalan' köyündendir. 1883 Harmancık Akalan doğumlu olan Efe,1970 yılında da vefat etmiştir.Gulfaloğulları sülalesinden olup babasının adı Hüseyin'dir.

 

Bir zamanlar onu tanımayanlar için "Canib Efe'yi de bilmeyen varmış" denilmiştir.

 

Canip Efe,Çanakkale ve Romanya cephelerinde askerlik yapmış,Romanya cephesinde göğsünden yaralanmıştır.

 

Mondr11-12-2023os ateşkes antlaşmasından sonra Yunanlılar Bursa yöresini işgal etmiş bunun üzerine Ankara'da TBMM deki kürsü siyah örtüyle kapanmıştır ta ki Bursa düşmandan kurtulana kadar.Yunanlılar Harmancık'ı da işgal etmiş Akalan köyü muhtarı Canip Efe'den eğlenmek için 2 kadın istemişlerdir.Canip ise bu rezil istek üzerine ; "Bu mümkün değil, biz Müslüman ve Türk'üz" der.Yunan askeri de bu sefer "O zaman bize para bul,para getir" dediklerinde muhtar Canip; "Para da yok" der.İyice kızan bu iki Yunan askeri,süngüleri takıp muhtar Canip'e saldırırlar.Muhtar Canip,işin tehlikeli olduğunu anlayınca "Durun size iki kadın bulacağım!" diyerek Yunan askerlerini peşine takarak köye yürümeye başlar. Muhtar Canip,bu arada göz ucuyla askerleri ve silahlarını süzer,tüfeklerin omuzda asılı olduğunu görür ve "Aha işte burada iki kadın var!" diyerek bir kapıyı aralar ve askerlerin içeriye girmesiyle de oradan kaçmayı başarır.Yunan askerleri arkasından ateş etseler de vurmayı başaramazlar. Tam bu sırada köyden Mustafa Dayı da kızıyla birlikte köye gelmektedir.Bunu gören iki Yunan askeri,kızı zorla alıp götürmek ister.Kızının göz göre kolundan sürüklenerek elinden alınması üzerine Mustafa Dayı "Yetişin din gardaşlarım,yardım eden yok mu!" diyerek feryat etmeye başlar.Feryatlar üzerine Yunan askerleri kızı bırakıp giderler. Bu olay üzerine muhtar Canip,yanındakilere,evinin merdiveninin altında saklı duran sandıktaki mavzerleri çıkarmalarını söyler.Sandıktan 7 adet mavzer çıkartılır.Canip, mavzerleri yanındakilere dağıtır ve derhal Engüre'ye giden yolları bağlarlar. Muhtar Canip,artık efe olmuştur.Canip Efe,bu iki Yunan askerini "Değirmen Bendi"ne gelirken vurmak ister,fakat Yunan askerinin biri,bal yiyip susadığından atından inip dereye doğru yönelir.Su içen Yunan askerinin su içmesi beklenir.Sonrasında da Canip Efe,bu Yunan askerini vurmayı başarırsa da atın üstünde bulunan diğer Yunan askerini vuramaz.Her iki taraf arasında çatışma çıkar.Mavzerler ateşlenir.İki el de Yunan askeri ateş edip karşılık verir ve kaçmayı başarır.Daha sonra Canip Efe ve yanındakiler,derede ölen Yunan askerini sudan çıkartırlar,diğerinide biraz ileride ölü olarak bulurlar. İşte bu olayla birlikte Muhtar Canip,eline silahı alıp efe olur ve Yunanlılar Dağ Yöresi´nden kovulana kadar da silahı elinden bırakmaz. Bursa'nın düşman işgalinden kurtuluşu sırasında Pınarbaşı semtinden Bursa'ya inen Dağ Müfrezesi içinde Harmancık Akalan Köyünden Canip Efe de bulunmaktadır. Canip Efe,bir tabur Yunan askerinin kırıldığı Sülye Cevizderesi Savaşına,Eşen Köyünde "Tazılı kumandan "adı verilen Yunan kumandanı Zamanist'in öldürüldüğü baskına, Orhaneli'ye bağlı Ağaçhisar köyündeki Kuvay-ı Seyyare Çetesi baskınına ve Çeteci Kara Bilal'in ortadan kaldırıldığı Gebeler(Dağardı)Baskınına da katılmıştır. Daha sonraki yıllarda Bursa'nın kurtuluş günlerine defalarca çağrılmış fakat imkansızlıklar nedeniyle gidememiştir.Mezarı Harmancık Akalan köyündedir.9



  

      Daha Geniş Bilgi İçin tıklayınız : http://www.harmancik.bel.tr/

 

Yayın Tarihi: 11.12.2023